İçeriğe geç

5 Nisan Avukatlar Günü

Türkiye’de her yıl 5 Nisan, avukatlar günü olarak kabul edilir ve kutlanır. 5 Nisan avukatlar günü; avukatlar arasındaki birlik, beraberlik ve dayanışmanın pekiştirildiği ve bu nedenle meslek açısından önemi yadsınamaz bir tarihtir. Avukatlar toplumun hiçbir kesimine ayrıcalık tanımayan, bütün vatandaşların adalet çığlığına ses veren, vatandaşları birbirinden ayırt etmeyen meslek grubu olduğu için çoğu zaman kendilerini kendilerinden başka kollayan da yoktur.
 
Avukatlar ve barolar nerede bir insan hakları ihlali görse buna tepki göstermekten imtina etmezler. Bireyin daima yanındadırlar, avukatlık mesleğini kutsal kılan şey de hiç şüphesiz; kimliğe bakılmaksızın tüm bireylerin temel hak ve hürriyetlerinin korunmasına gösterilen özende yatar. Avukatlar tarihte hiçbir zaman köle kullanmadılar, hiçbir iktidara/oluşuma/gruba efendilik etmediler ancak daima esarete, köleliğe, sömürüye karşı sarsılmadan dimdik durdular.
 
Avukatlar taşıdıkları fonksiyon gereği pek çok zehirli iktidarın hedefi oldular; 1931’de Hitler’i sorgulayan avukat, Hitler iktidarı eline aldığı ilk anda sürüldü ve intihara mahkum edildi. 18.yüzyılda Napolyon “Avukatların dilini kesmek gerekir.” cümlesini sıkça tekrarladı ancak kendisi tutuklandığı ilk anda “Avukatım nerede” diye sordu. Ve yine Mussolini bir demeçte “Avukatlar olmasa İtalya’yı daha rahat idare ederdim” dedi… Tarih boyunca olduğu gibi avukatlar bugün de yine hak ihlallerinin karşısında durup baskıcı iktidarların hedefi olmaktadırlar.
 
Unutulmamalıdır ki, avukatlar kin tutmazlar, hiçbir gruba karşı nefret beslemezler. Kimin hakkı ihlal edilirse orada avukatlar vardır.  Bireylerin temel haklarını ihlal edenler, avukatlara karşı nefret besleyenler; yargılanacakları zaman yine avukatlara ihtiyaç duyacaklar ve hiç tereddüt etmeden avukatlar; gücünü kaybetmiş, yargılanmakta olanların kimliğine bakmaksızın haklarını koruyacaklardır.
 
JACK CADE: Teşekkür ederim, iyi insanlar: para olmayacak; herkes benim puanıma göre yiyip içecek; Kardeşler gibi anlaşsınlar ve efendileri bana kulluk etsinler diye hepsini bir elbise içinde giydireceğim.
DICK: İlk yapacağımız şey, tüm avukatları öldürelim…” (William Shakespeare- VI. Henry Oyunu)
Avukatların tarih boyunca yaşadıkları ve bugün de hala yaşamaya devam ettikleri baskılar, 5 Nisan avukatlar gününün ve avukatlar arasındaki dayanışmanın önemini bir kez daha gözler önüne serer.
 

Avukatlar Günü Neden 5 Nisanda Kutlanır?

Avukatlar gününün 5 Nisan’da kutlanması tüm dünyada değil yalnızca Türkiye’de bulunan bir uygulamadır. Bu nedenle tarihin 5 Nisan olarak kabul edilmesi evrensel bir olaya değil ulusal bir takım olaylara karşılık gelir.
 
Türkiye’de yakın zamana kadar Türkiye Barolar Birliği bulunmuyordu. Barolar şehirlerde kurulmuş, her baronun etki alanı farklı ve birbirinden bağımsız olarak hareket eden kuruluşlardı. 1934 yılında İzmir’de yapılan Türkiye Avukatlar Birliği toplantısında, baroların tek çatı altında toplanarak dayanışma kültürünün artırılması gerektiği düşüncesi benimsendi. Ancak baroların tek çatı altında birleşmesi 5 Nisan 1958 yılında görüşmeleri başlanan toplantılar neticesinde kararlaştırıldı. Tesadüf müydü bilinmez ancak Türkiye’nin ilk barosu olan İstanbul Barosu da 5 Nisan 1878 tarihinde kurulmuştu.
 
Tüm bu gelişmeler ışığında İzmir Barosu 1963 yılında aldığı bir kararla, 5 Nisan tarihini avukatlar günü olarak kabul ettiğini açıkladı. Ancak tabi ki İzmir Barosu’nun kabulü, Türkiye genelinde uygulanmak üzere zamana ihtiyaç duyuyordu. Aradan geçen yıllardan sonra 15-16 Mayıs 1987 tarihli Türkiye Barolar Birliği genel kurulu toplantısında 5 Nisan tarihi, oybirliğiyle alınan kararla birlikte avukatlar günü olarak kabul edildi. O tarihten bugüne kadar 5 Nisan, avukatlar günü olarak kutlanmaya devam edildi.
 
Gün geçtikçe değeri tekrar tekrar anlaşılan avukatlık mesleği, yine çeşitli zorluklarla karşı karşıya bırakılsa da avukatlığa leke sürülmesi mümkün değildir. Avukatlar bin yıl önce de varlardı ve bin yıl sonra da var olacaklar. Ve Molierac’ın da söylediği gibi; “Avukatlar tarih boyunca esir kullanmadılar ama efendileri de olmadı.”
 
Av. Mücahit Kaynarca

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir