Trafik Kazası Nedir?
Trafik kazası, karayolu üzerinde hareket halinde olan bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm,yaralanma ve zararla sonuçlanmış olan olaydır. Tanıma göre, bir olaya trafik kazası niteliğini kazandıran temel unsur, kazaya hareket halinde olan motorlu bir aracın karışmasıdır. Pek tabi iki aracın birbirine çarpması halinde de trafik kazası söz konusu olabileceği gibi bir aracın yayaya çarpması halinde de trafik kazası oluşur. Uygulamada en çok yaşanan da kaza türü de bu iki türdür. Tanımdan anlaşılacağı üzere trafik kazalarından farklı türde zararlar meydana gelebilir. Bu yazımızda trafik kazalarından kaynaklanan tazminat taleplerinin türünü ve şartlarını anlatacağız.
Bir trafik kazasında; kullanılan araca, malvarlığına dahil herhangi bir değere (araç içerisindeki laptop), sahibi olunan hayvana, vücut bütünlüğüne ve tüm bunlarla birlikte kişinin manevi dünyasına zarar verilmiş olabilir. İfade edilmelidir ki, zararın hukuken korunabilir bir değer üzerinde meydana gelmesi gerekir. Tüm bu durumlarda oluşan zararların tazmini için dava açmak mümkündür.
Trafik Kazasından Doğan Maddi Tazminat Hakları Nelerdir?
Her şeyden önce belirtilmelidir ki, bir tazminat hakkının doğabilmesi için öncelikle bir zararın meydana gelmiş olması gerekir. Zira tazminat, bir cezalandırma yahut zenginleşme aracı olmayıp, zarara uğrayanın zararını hukuka uygun bir şekilde parasal olarak giderme aracıdır. Bu nedenle tazminat kalemleri, doğan veya doğması muhtemel olan zarar türlerine göre belirlenir.
Bedensel Zararlar
Trafik kazasının meydana gelmesi nedeniyle kişinin vücut bütünlüğü zarara uğramış olabilir. Ölüm, yaralanma, acı duyma gibi durumlar bedensel zararlar kapsamındadır. Bedensel zararın doğmasıyla birlikte pek çok tazminat kalemi ortaya çıkabilir. Bu tazminat türlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
1) Tedavi Giderleri: Bedensel zararın giderilmesine yönelik her türlü tedavi gideri, ilaç bedelleri, hastane masrafları, görüntüleme giderleri, hastaneye gidip gelme yol masrafı bu kapsamdadır.
2) Geçici/Sürekli İş Göremezlik (Maluliyet) Tazminatı: Meydana gelen trafik kazası nedeniyle kişinin bedeninde oluşan zararlar geçici veya kalıcı nitelikte olabilir. Şayet geçici nitelikte bir zarar varsa, istirahat süresi kadar kazazede çalışamayacağı için çalışmadığı günlerin maaş karşılığı tazminat talep edilebilir. Ayrıca kişinin uğradığı bedensel zarar kalıcı olabilir. Burada kişi genel sağlık kurulu değerlendirmesinden geçirilerek, bedenindeki maluliyet oranı tespit edilir. Maluliyet oranına göre, kişinin ortalama yaşam süresi de göz önünde tutularak tazminat miktarı hesaplanır.
3) Bakıcı Giderleri: Kaza nedeniyle bedensel zarara uğrayan kimse eski sağlığına kavuşana dek bakıcı yardımına ihtiyaç duyabilir. Bakıcı giderlerinin talep edilebilmesi için kişinin doğrudan para karşılığı bir bakıcıyla anlaşması şart değildir. Bakıcı ihtiyacının bulunduğu doktor raporuyla saptanmışsa, o kimse için bakıcı giderleri kapsamında tazminat talep edilir.
Ölüm veya Ağır Bedensel Zarar
Trafik kazası neticesinde kazazedelerin hayatını kaybetmesi de söz konusu olabilir. Bu durumda hiç şüphesiz ölenin yakınları lehine tazminat hakkı doğacaktır. Ölüm olayı kaza anında meydana gelebileceği gibi kazanın üzerinden uzun zaman sonra tedavi sürecinden sonuç alınamaması halinde de meydana gelebilir. Her iki ihtimalde de nedensellik bağı kesilmemişse, kusuru oranında kazaya sebebiyet veren zarardan sorumludur. Ayrıca hatırlatmak gerekir ki, ölüm olayının gerçekleşmesi tedavi giderleri için yapılan masrafın talep edilmesine engel değildir.
Ölüm veya ağır bedensel zarar halinde talep edilebilecek başlıca zarar kalemlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
1) Cenaze giderleri: Ölüm olayı nedeniyle ölenin cenaze merasimi, cenaze defin işlemleri gibi masraf gerektiren işlemler nedeniyle yapılan harcamalar bu kapsamdadır.
2) Destekten Yoksun Kalma Tazminatı: Destekten yoksun kalma tazminatı yalnızca ölüm olayının veya ağır bedensel zararın varlığı halinde, ölenin yakınlarınca talep edilebilen istisnai bir tazminat kalemidir. Yine burada ölenin geliri, ortalama yaşam süresi gibi kriterler göz önüne alınarak, kişinin ailesine sağlayacağı maddi desteklerin yok olmasından doğan zararın tazmini amaçlanır.
Destekten yoksun kalma tazminatı konusunda son günlerde yeniden gündeme gelen, ölenin kusurunun tazminat miktarında indirime sebebiyet verip vermeyeceği tartışmasına değinmekte fayda görüyoruz. Bugüne kadar, destekten yoksun kalma tazminatının belirlenmesinde, ölenin kusurunun dikkate alınmaksızın, haksız fiil sorumlusunun bütün zarardan sorumlu olacağı yönünde güçlü bir inanış ve uygulama vardı. Ancak 09/06/2021 tarihinde Karayolları Trafik Kanunu’nun 92/1-j bendinde yapılan değişiklikle, bu tartışmalara son verilerek, haksız fiil sorumlusunun yalnızca kusuru oranında destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu olacağı kabul edildi.
3) Bedensel zarardan doğan tazminat talepleri: Yukarıda açıklamış olduğumuz bedensel zarar kalemleri, şayet ölüm olayı hemen gerçekleşmemişse yine talep edilebilir. Ancak tabi ki, sürekli iş göremezlik tazminatını talep etmek mümkün değildir.
Araç Yahut Malvarlığı Üzerindeki Zararlar
Yukarıda ifade ettiğimiz üzere, trafik kazası nedeniyle kişinin malvarlığı değerleri üzerinde de zararlar ortaya çıkabilir. Yine bunlar da tazminat kalemi olarak değerlendirilir. Söz konusu tazminat türlerinden birkaçını şu şekilde sıralayabiliriz:
1) Araç Hasar Tazminatı: Araç üzerinde meydana gelen zararın giderilmesi amacıyla yapılan harcamalar olarak tanımlanabilir. Tamirat masrafları, çekici masrafları, parça masrafları gibi giderler bu kapsamdadır.
2) Araç Değer Kaybı Tazminatı: Kazaya uğrayan aracın, kaza kaydı olduğu için ve yine parçaları değiştiği için piyasa da değer kaybına uğraması olasıdır. Kazalı araç, kazasız haliyle kıyaslanarak aradaki rayiç değer farkı, araç değer kaybı tazminatı kapsamında değerlendirilmektedir.
3) Aracın Kullanılmamasından Doğan Tazminat: Aracın hasara uğramasından sonra tamirat ve bakım işleri tamamlanana kadar aracın kullanılması mümkün değildir. Aracın kullanılmadığı her gün için, yerine başka bir araç kullanıldığı varsayımında, doğan giderlerin hesaplanması ile elde edilir.
4) Aracın Veya Başka Bir Değerin Tamamen Yok Olması: Trafik kazası neticesinde kazaya karışan aracın tamamıyla kullanılamaz hale gelmesi yahut oluşan tamir masraflarının aracın değerini aşması halinde tam veya ağır hasarlı (pert) olduğu kabul edilir. Yine bununla birlikte kaza nedeniyle, kazaya karışan araç dışında örneğin bir cep telefonunun da kırılması/zarara uğraması söz konusu olabilir. Bu gibi durumlarda da yine oluşan tamir masrafları yahut zarara uğrayan eşya değerinin tamamının tazmini istenebilir.
Trafik Kazasından Doğan Manevi Tazminat Hakları
Manevi tazminat, kişinin yaşadığı olay nedeniyle manevi dünyasında meydana gelen elem ve ızdırabın karşılığı olarak tanımlanmış bir tazminat türüdür. Manevi tazminatın amacı zenginleşmek değildir, esasında manevi dünyada meydana gelen elem ve acının etkilerinin bir parayla giderilmesi de mümkün değildir. Ancak hukuk, en azından bir miktar para ödenerek karşılıksız kalmadığı kabul edilsin düşüncesiyle hareket ederek manevi tazminat kalemini ortaya çıkarmıştır.
Manevi tazminat talebinin doğması için mutlaka bir bedensel zararın ortaya çıkmış olması gerekir. Bununla birlikte yakınların da ağır bedensel zarara uğraması yahut ölmesi halinde yine manevi tazminata hükmedilebilir. Ayrıca akrabalık veya aile bağının olması şart değildir, ölenin yakın arkadaşları, ölenle bir şekilde yakın manevi ilişkiye girmiş herkesin manevi tazminat talep etmesi mümkündür.
Manevi Tazminat Nasıl Hesaplanır?
Manevi tazminat miktarının hesaplanmasında herhangi bir formül veya ölçüt yoktur. Hakim tamamen somut olayın özelliklerine ve zarara uğrayanın kişisel özelliklerine göre tazminat miktarını belirler. Bununla birlikte Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 26.06.1966 tarihli 7/7 Sayılı Kararı manevi tazminat miktarının belirlenmesinde yol göstericidir. Buna göre manevi tazminatın belirlenmesi kriterlerini şu şekilde açıklayabiliriz:
-Manevi Zararın Önem ve Mahiyeti: Manevi tazminatın belirlenmesinde bedensel zararın niteliği son derece önemlidir. Örneğin kaza nedeniyle eli çizilen birisine hükmedilecek tazminat miktarı ile kaza neticesinde uzuvlarını kaybetmiş biri lehine hükmedilecek tazminat miktarı aynı değildir.
-Ölüm Halinde Ölenle Yakını Arasındaki Manevi Bağ: Şayet ölüm meydana gelmişse, ölenle geride kalan manevi tazminat talepçisinin manevi bağlarının kuvveti göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin ölenin eşi lehine hükmedilecek manevi tazminat miktarı ile ölenin arkadaşı lehine hükmedilecek manevi tazminat miktarı bir değildir.
-Olayın Oluş Şekli: Manevi tazminatın belirlenmesinde bir diğer kriter olayın oluş şeklidir. Feci bir şekilde meydana gelmiş bir kaza ile olağan şekilde meydana gelmiş bir kazada hükmedilecek manevi tazminat miktarları bir değildir.
-Manevi Tazminat Alacaklılarının ve Sorumlularının Kişisel Özellikleri: Manevi tazminat miktarının belirlenmesinde bir diğer kriter, manevi tazminat sorumlularının ve manevi tazminat talep edenlerin kişisel, ekonomik durumları ile eğitimleridir.
-Zarara Sebebiyet Verenin Kusuru: Manevi tazminatın belirlenmesinde bir diğer ölçüt, tabi ki zarara sebebiyet verenin kusur oranıdır. Olayda manevi zarara uğrayan kimsenin de kusurunun bulunması halinde manevi tazminat miktarında indirim yapılması kaçınılmazdır.
-Paranın Alım Gücü: Manevi tazminatın belirlenmesinde önem arz eden bir diğer husus paranın alım gücüdür. Hiç şüphesiz manevi tazminat miktarı, kazanın meydana geldiği tarihe göre saptanmalıdır. Dava devam ettiği süre boyunca paranın değer kaybettiği gerekçesiyle manevi tazminat miktarının yükseltilmesi mümkün değildir. Paranın değer kaybı ancak munzam zarar talebinin ve davasının konusunu oluşturabilir.
Yukarıda anılan bütün kriterler çerçevesinde güncel yüksek mahkeme uygulamaları da göz önünde bulundurularak manevi tazminat miktarının belirlenmesi gerekir.
Manevi Tazminat Nedeniyle Belirsiz Alacak Davası Açılabilir Mi?
Manevi tazminat davası açılırken belirsiz alacak davası olarak açılamaz. Zira manevi tazminat talebi, bölünebilir tazminat kalemleri arasında yer almaz. Bu nedenle tek dava açılıp, talebin tamamının dava dilekçesinde belirtilmesi gerekir. Bu nedenle manevi tazminat davası açmadan önce detaylı bir araştırma yapılarak, talebin tamamının kabul edilmesi amaçlanmalıdır. Aksi halde karşı yan vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden kısmi sorumluluk halleri ortaya çıkabilir.
Tazminat Davası İçin Zamanaşımı Süresi Nedir?
Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası için genel süre, olayın ve zararın öğrenildiği tarihten itibaren 2 yıl, her halde olayın gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yıldır. Ancak paranın değer kaybı göz önünde bulundurulduğunda mutlaka davanın olabilecek en hızlı sürede açılması gerekir.
Sonuç
Trafik kazası nedeniyle meydana gelen zararların karşılanması için dava açmakla birlikte pek çok alternatif çözüm yolu mevcuttur. Güvence hesabına başvuru, sigorta tahkim komisyonuna başvuru, sigorta şirketlerine başvuru yahut doğrudan zarara sebebiyet veren kişiden talep etme yöntemleri söz konusu olabilir. Bu nedenle tazminat talep eden kişiye en uygun gelecek yöntemin belirlenmesi için mutlaka uzman bir avukat aracılığıyla sürecin yürütülmesi gerekir.
Av. Mücahit KAYNARCA