İçeriğe geç

Cinsel Saldırı Suçu Ve Cezası

Kişinin cinsel bütünlüğünü ihlal eden eylemlerden birine sebep olan, Türk Ceza Kanununda “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar” kategorisinde yer alan cinsel saldırı suçu günümüzde sıklıkla karşılaşılan bir suçtur. Ancak maalesef, doktrinde de ifade edildiği üzere cinsel saldırı suçların pek çoğu suçun karanlık alanında kalmakta, adli makamlar önüne gelmeden üstü kapatılmaya çalışılmaktadır.

Bu yazımızda TCK madde 102’de yer alan cinsel saldırı suçunun temel ve nitelikli haller, verilecek ceza, rızanın varlığı, teşebbüs ve gönüllü vazgeçme halleri ile farklı suçlar ile işlenmesi halinde karşılaşılacak durumlardan bahsedeceğiz. 


1. CİNSEL SALDIRI SUÇU NEDİR?

Cinsel saldırı, kişinin rızası olmadan cinsel dokunulmazlığına karşı yapılan haksız bir müdahaledir. Türk Ceza Kanunu madde 102 hükmüne göre cinsel saldırı suçunun temel şekli, kişinin cinsel davranışlar ile bir başkasının vücut bütünlüğünü ihlal etmesidir. Vücut bütünlüğü ihlalinin mağdurun vücuduna organ veya sair cisim sokulması ise daha ağır ceza verilmesini gerektiren bir nitelikli haldir. Bu hususa ilişkin olarak yazımızın devamında detaylı açıklamalarda bulunacağız.

Cinsel saldırı eylemlerinin suç olarak düzenlenmesiyle kişinin cinsel dokunulmazlığına karşı gerçekleştirilen müdahaleler engellenerek cinsel özgürlüğün korunması amaçlanır. Cinsel saldırı suçunun failinin sıfatının önemi bulunmayıp herkes olabilir.

Cinsel saldırı suçunun mağduru cinsiyetine bakılmaksızın herkes olabilir. Bu eylem, faille farklı cinsiyette birine karşı işlenebileceği gibi aynı cinsiyette olan kişiye karşı da işlenebilir. Bununla birlikte bu suçun oluşabilmesi için mağdurun canlı ve insan olması gerekmektedir. Suçun mağdurunun 18 yaşından küçük olması durumunda artık cinsel saldırı suçundan değil “Çocukların Cinsel İstismarı Suçu” oluşur.


2. CİNSEL SALDIRI SUÇUNUN TEMEL ŞEKLİ VE NİTELİKLİ HALLERİ

Cinsel saldırı suçu, farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Bunlardan birisi suçun temel şekli olan basit cinsel saldırıdır. Basit cinsel saldırının oluşabilmesi için kişinin bir başkasına karşı cinsel ilişki boyutuna varmadan cinsel arzularını tatmin etmeye yönelik cinsel davranışlarda bulunması gerekir. Bu davranışların varlığı tek başına yeterli olmayıp kişinin vücut dokunulmazlığının da ihlal edilmiş olması gerekmektedir. Ayrıca fiziksel temas önemlidir. Yargıtay da yerleşik kararlarında cinsel saldırı suçunun oluşabilmesi için fiziksel temasın varlığını aramaktadır.

Cinsel saldırı suçunun temel şekli olan TCK m. 102/1’in ilk cümlesinde yer alan vücut dokunulmazlığının ihlali söz konusu olduğunda beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.

Suçun temel şekline ulaşacak yoğunlukta olmayan, ani, sürekli olmayan ve kesintiye uğramış cinsel davranışlar sarkıntılık boyutunda değerlendirilir. Yargıtay da bir kararında ani, kısa süreli ve kesintili cinsel saldırıyı sarkıntılık olarak ele almıştır. (2021/1591 E. , 2021/8584 K. 9. CD 21.10.21 T.) Sarkıntılık boyutunda bir cinsel saldırı mevcut ise verilecek ceza iki yıldan beş yıla kadardır.

Nitelikli cinsel saldırı ise, suçun temel şeklinin vücuda organ veya sair cisim sokularak işlenmesi ile gerçekleşir. Mağdura karşı sadece cinsel organın değil bunun dışında diğer organların veya herhangi bir cismin sokulması cinsel saldırı suçunun nitelikli halini oluşturacaktır. Bu eylemler cinsel arzular nedeniyle yapılmasa dahi cinsel saldırı suçunun nitelikli hali meydana gelir.

TCK m. 102/2’de yer alan vücuda organ veya sair cisim sokularak cinsel saldırı suçunun işlenmesi durumunda on iki yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezası verilir.

 

a. Beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak kişiye karşı cinsel saldırı suçunun işlenmesi

Mağdurun psikolojik olarak kendisine yapılan davranışları algılayamayacak durumda olması nedeniyle saldırıyı önleyememesi kendini savunamayacak durumda olduğunu gösterir. Bu durumun geçici olup olmamasının veya tıbbi anlamda bir hastalık olup olmamasının bir önemi yoktur. Önemli olan cinsel saldırı eylemi sırasında mevcut olmasıdır.

Örneğin akıl hastası birine yapılan cinsel saldırı, mağdur baygın halde yatarken bu sırada yapılan cinsel saldırı TCK m. 102/3-a bendi uyarınca cezayı artıran nitelikli hal olup 1. ve 2. fıkraya göre verilecek cezada yarı oranda artırıma gidilir.

 

b. Suçun kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanarak işlenmesi

Türk Ceza Kanunu madde 102/3-b uyarınca suçun kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi nitelikli hal sayılarak  1. ve 2. fıkraya göre verilecek cezada yarı oranda artırıma gidilir.

 
Örneğin bir üniversitede akademisyenin öğrencisi üzerinde kamu görevinden kaynaklanan otoritesini kullanarak bu suçu işlemesi cinsel saldırı suçunun nitelikli halini oluşturur.

 

c. Suçun üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlığa karşı işlenmesi

Kan hısımlığı, aynı soydan gelen kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Üçüncü dereceye kadar kan hısımlığı kişinin çocukları, anne ve babası, kardeşleri, torunları, büyükanne ve büyükbabası ile yeğenleri, dayısı, amcası ve teyzesinden oluşur.

Kayın hısımlığı ise evlenerek eşten kazanılan hısımlıktır. Evlilik bağı ortadan kalksa da kayın hısımlığı ortadan kalkmaz. Üçüncü dereceye kadar kayın hısımlığını ise eşin annesi ve babası, eşin kardeşleri, eşin büyükanne ve büyükbabası, eşin kardeşinin çocukları (baldızın çocukları), eşin dayısı, eşin amcası ve teyzesi oluşturur.

Suçun üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlığa karşı işlenmesi halinde 1. ve 2. fıkraya göre verilecek ceza yarı oranda artırılır.

 

d. Suçun silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi

Cinsel saldırı suçunun cezayı artıran nitelikli hallerinden biri olan bu halde silahın fiilen kullanılmasına gerek yoktur. Silah ile kişinin iradesinin kontrol altına alınması, korkutulması yeterlidir. Örneğin sopayla bu eylemin gerçekleştirilmesi halinde verilecek ceza artırılır.

Birden fazla kişi tarafından cinsel saldırı suçunda, eylemin aynı mağdura karşı yapılmasına bakılmaksızın eylemin gerçekleşmesini kolaylaştırıcı bir etkisi olduğu takdirde verilecek ceza ağırlaştırılır.

Suçun silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde 1. ve 2. fıkraya göre verilecek cezada yarı oranda artırıma gidilir. 

 

e. Suçun insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi

İnsanların toplu olarak bulunma zorunluluğunun olduğu öğrenci yurtları, hastane, hapishane gibi ortamlarda cinsel saldırı suçunun işlenmesi verilecek cezayı ağırlaştıran bir nitelikli haldir.

Sayılan nitelikli hallerin bir veya birkaçının varlığı halinde 1. ve 2. fıkraya göre verilecek ceza yarı oranda artırılır.

 

3. SUÇ SONUCU MAĞDURUN BİTKİSEL HAYATA GİRMESİ VEYA ÖLÜMÜ (TCK m. 102/5)

Cinsel saldırı suçunun işlenmesi sonucu mağdur bitkisel hayata girmiş veya ölmüşse verilecek ceza ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır.

 

4. CİNSEL SALDIRI SUÇUNDA MAĞDURUN RIZASI SUÇUN OLUŞMASINI ENGELLER Mİ?

Cinsel saldırı suçu mağdurun rızası dışında yapılan cinsel davranışlardan oluşur. Mağdurun rızasının varlığı gerçekleştirilen eylemi hukuka uygun hale getirir. Rıza, cinsel davranışların sadece varlığına karşı değil yapılış şekline karşı da olmalıdır. Ancak söz konusu rızasının mutlaka cinsel saldırı esnasında var olması gerekir. Cinsel saldırı gerçekleştikten sonra mağdurun rıza göstermesi mümkün olmadığı gibi suçun oluşmasını da engellemez.

 

5. CİNSEL SALDIRI SUÇU TAKSİRLE İŞLENEBİLİR Mİ?

Cinsel saldırı suçu sadece kasten işlenebilen bir suç olup taksirle işlenmesi mümkün değildir. Basit cinsel saldırı için failin mağdurun vücut bütünlüğünü ihlal etmeye yönelik cinsel davranışlar sergilemesinde kast aranırken nitelikli halinde ise mağdurun vücuduna organ veya sair cisim sokmaya yönelik bir kastının bulunması aranır.

Failin kasten yaptığı bu davranışların cinsel arzuyu tatmin etmeye yönelik amacının olmasının bir önemi yoktur. Bu davranışlar ile mağdurun cinsel bütünlüğü arasında objektif bir ilişki kurulması suçun oluşması açısından yeterlidir.

 

6. CİNSEL SALDIRI SUÇUNA TEŞEBBÜS MÜMKÜN MÜDÜR?

Teşebbüs, kişinin bir suçu işlemeye yönlenmesi ancak kendi kontrolü dışında birtakım durumlar nedeniyle suçu işleyememesi, yarıda bırakması anlamına gelmektedir.

Cinsel saldırı suçunda teşebbüs mümkündür. Kişi, mağdur üzerinde cinsel yönden bir ihlal içeren harekete yeltenmesi ancak bunu gerçekleştirememesi durumda cinsel saldırı suçu teşebbüs aşamasında kalmış olur. Örneğin, kişinin, bir kimseye karşı “seni öpeyim” diyerek üzerine yürümesi ancak etrafındaki insanları görünce kaçmasıyla teşebbüs aşamasında kalmış cinsel saldırı suçundan bahsedilecektir.

Mağdura organ ya da sair cisim sokma amacıyla hareket eden kişinin bunu elinde olmayan nedenlerle yapamaması da teşebbüs aşamasında kalmış cinsel saldırı suçunu oluşturur.

 

7. CİNSEL SALDIRI SUÇUNDAN GÖNÜLLÜ VAZGEÇME

Kişi, cinsel davranışlara başladıktan sonra bu davranışlarından vazgeçebilir. Ancak bu vazgeçmenin nedeni dışarıdan gelen herhangi bir engel olmamalı tamamen özgür irade olmalıdır. Bu durumda fail, vazgeçme anına kadar gerçekleştirdiği davranışlarının sadece suç sayılan kısmından sorumlu olacaktır.

 

8. CİNSEL SALDIRI SUÇUNUN BİRDEN FAZLA İŞLENMESİ CEZAYI ARTIRIR MI?

Cinsel saldırı suçu işlenirken birden fazla suç meydana gelebilir. Örneğin cinsel saldırı suçu işlenirken cebir ve tehdit araç olarak kullanılabilir. Bu durumda faile ayrıca cebir ve tehdit suçundan dolayı ceza verilmez. Ancak kullanılan cebir ve şiddet kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olmuşsa cinsel saldırı suçunun yanı sıra kasten yaralama suçu hükümleri de uygulanacaktır.

Cinsel saldırı suçunun vücuda organ veya sair cisim sokularak işlenmesi durumunda mağdura karşı hürriyetten yoksun kılma suçunun da olması kaçınılmazdır. Cinsel saldırı suçunun vücuda organ veya sair cisim sokularak işlenmesi durumunda ayrıca hürriyetten yoksun kılma suçundan ceza verilmeyecektir. Ancak cinsel saldırı suçunun işlenme anı dışında hürriyeti yoksun kılma suçunun da işlenmesi durumunda ayrıca faile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan da (TCK m. 109) ceza verilmesi gerekir. 

Örneğin; kişi, mağduru kaçırıp bir eve kapattıktan bir süre sonra cinsel saldırıda bulunması halinde hem cinsel saldırı suçundan hem de hürriyeti yoksun kılma (TCK m. 109) suçundan sorumluluğu gündeme gelir.

 

9. CİNSEL SALDIRI SUÇUNUN BİRDEN FAZLA KİŞİ TARAFINDAN  İŞLENMESİ VERİLECEK CEZAYI ARTIRIR MI?

Cinsel saldırı suçunda iştirak mümkündür. Bu halde her bir fail kendi gerçekleştirdiği eylemden sorumludur. TCK m. 102/3-d hükmüne göre verilen ceza her bir fail için yarı oranda artırılır.

 

10. CİNSEL SALDIRI SUÇU ŞİKAYETE TABİ Mİ?

TCK madde 102’nin 1 ve 2. fıkralarında belirtilen basit cinsel saldırı suçu ve nitelikli cinsel saldırı suçu şikayete tabi olmayıp Cumhuriyet savcısı tarafından resen soruşturulan bir suçtur. Mağdurun şikayetçi olmaması veya şikayetinden vazgeçmesi yargılama sürecini etkilemeyecektir.

Ancak cinsel saldırı suçunun eşe işlenmesi durumunda bu suç nedeniyle yargılama faaliyetinin yürütebilmesi için eşin şikayetçi olması gerekmektedir. Mağdur eş, 6 ay içinde şikayette bulunabilir. Bu süre zarfında şikayette bulunan eş daha sonrasında şikayetinden vazgeçerse dava düşecektir.


11. CİNSEL SALDIRI SUÇUNDA İSPAT

Cinsel saldırı suçunda genellikle eylemi gören bir tanık olmaz. Ayrıca niteliği gereği eylemin delillendirilmesi oldukça güçtür. Bu nedenle Yargıtay da çeşitli kararlarında ispat aracı olarak bazı kriterler dikkate alır. Bu kriterleri “mağdurun beyanı esastır.” şeklinde tanımlamak mümkündür. Pekala bu hususun kötüye kullanılma ihtimali de her zaman mümkündür. Bu nedenle mahkeme tüm delillerle birlikte (kan lekesi, sanık ve mağdurun beyanları, dna ve sperm örnekleri gibi) yorumlar. Dolayısıyla yargılama aşamasında tüm bu deliller ve mağdurun beyanı vicdani kanaat ilkesi çerçevesinde değerlendirilir. ( 2021/170 E. , 2022/338 K. Ceza Genel Kurulu, 11.05.22 T.)


12. CİNSEL SALDIRI SUÇUNDA GÖREVLİ MAHKEME

Cinsel saldırı suçunun TCK m. 102/1’de yer alan cinsel davranışlarla vücut bütünlüğünün ihlali veya sarkıntılık düzeyinde kalan cinsel saldırı suçu söz konusu ise görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.

Cinsel saldırı suçunun vücuda organ veya sair cisim sokulması suretiyle işlenmesi (TCK m. 102/2) veya cinsel saldırı suçu sonucu mağdur bitkisel hayata girmiş veya ölmüşse (TCK m. 102/5) görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesidir.


13. CİNSEL SALDIRI SUÇUNDA YETKİLİ MAHKEME

Cinsel saldırı suçunda yetkili mahkeme cinsel saldırı suçunun işlendiği yerdir. Cinsel saldırı suçunun yanı sıra hürriyetinden yoksun kılma suçu işlenmesi halinde süre gelen eylemlerin sona erdiği yer mahkemesinin de yetkili olduğu kabul edilir. 

 

14. SONUÇ

Cinsel saldırı, farklı şekillerde işlenebilen bir suç olup mutlaka adli makamlar önüne götürülmesi eylemdir. Cinsel saldırı suçunun eşe karşı işlenmesi istisnası hariç olmak üzere bu suç için şikayet şartı aranmayıp Cumhuriyet savcısı soruşturmayı kendiliğinden yürütür. Suçun niteliği gereği uygulamada ispatlanması açısından oldukça büyük sorunlarla karşı karşıya kalınmaktadır. Dolayısıyla tahkikat süreci, hem müşteki hem de şüpheli yönünden oldukça büyük riskler taşımaktadır. Bu nedenle sürecin mutlaka alanında uzman bir avukat aracılığıyla yürütülmesi, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve hak kayıpların önüne geçilmesi açısından elzemdir.

 

Stj Av. Gülce Erce & Av. Mücahit Kaynarca

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir