1. Malpraktis Nedir?
Doktor hatasından kaynaklanan tazminat davası olarak da tanımlanan malpraktis, genel olarak hekimlik mesleğinin icrası sırasında hekimlerin hukuka aykırı eylemleri(hata) nedeniyle uğranılan zararları gidermek amacıyla açılan tazminat davasıdır. Malpraktis davaları neticesinde hasta, uğramış olduğu bedensel zararların parasal karşılığını talep eder. Böylelikle malpraktis davası, klasik anlamda tazminat davalarının özel bir türüdür.
2. Malpraktis Davası Kapsamında Neler Talep Edilir?
Yukarıda da ifade edildiği üzere, malpraktis davası uğranılan bedensel zarar neticesinde yapılan harcamaların giderilmesini amaç edinir. Bu kapsamda maddi tazminat davası olarak açılabileceği gibi yalnızca manevi tazminat yahut hem maddi hem de manevi tazminat davalarının birlikte açılması şeklinde de mümkün olur.
Malpraktis davaları kapsamında talep edilecek tazminat kalemlerini pek çok açıdan sınıflandırmak mümkündür. Ancak biz genel olarak zarar kalemlerinin kaynağına göre sınıflandırma yaparak, hangi hallerin karşılığında hangi tür zarar kaleminin istenebildiğini açıklayacağız.
a. Ölüm Meydana Gelmişse İstenebilecek Zarar Kalemleri: Doktor hatası neticesinde bedensel bir zarar doğabileceği gibi en ağırı olan ölüm hali de ortaya çıkabilir. Önemle belirtilmelidir ki ölüm, doktorun aktif bir hatasıyla meydana gelebileceği gibi ihmaliyle de ortaya çıkabilir. Her iki durumda da malpraktis davası açısından sonuç değişmez ve tazminat talebi mümkündür.
Ölüm olayının gerçekleşmesi halinde; cenaze masrafları, varsa ölüm anına kadar geçen süre için tedavi masrafları, ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma talepleri ve yine ölenin yakınlarının manevi tazminat talepleri malpraktis davası kapsamında değerlendirilir.
b. Kalıcı Maluliyet Halinde İstenebilecek Zarar Kalemleri: Doktor hatası sonucunda ölüm olayı gerçekleşmese de hastanın bedeninde kalıcı hasarlara yol açılabilir. Örneğin yanlış uygulama neticesinde hasta, bir organını kaybedebilir yahut organın işlemesi zayıf hale gelebilir. Tüm bu durumlarda kalıcı bedensel zararın(maluliyet) tespiti halinde çeşitli zarar kalemleri talep edilebilir.
Maluliyet halinde heyet raporuyla hastanın kalıcı maluliyet oranı saptanır. Maluliyet oranına göre kişinin devam eden yaşamında daha fazla efor sarf edeceği gözetilerek, ortalama yaşam süresine göre tazminat miktarı belirlenir. Bu tazminata sürekli tam iş göremezlik tazminatı denir. Sürekli tam iş göremezlik tazminatıyla birlikte; tedavi giderleri, yol masrafları, bakıcı giderleri ve manevi tazminatın talep edilmesi de mümkündür.
c. Geçici Bedensel Zarar Halinde İstenebilecek Zarar Kalemleri: Doktor hatası neticesinde kişinin uğradığı zarar geçici nitelikte olabilir. Örneğin ameliyat esnasında vücudun farklı bölgesinin hataen kesilmesi halinde geçici bir bedensel zarardan söz edilebilir. Bu durumda yine geçici bedensel zararın süresi sağlık kurulu raporuyla ortaya konularak tespit edilmelidir.
Geçici iş göremezliğin varlığı halinde, geçici maluliyetin oranı ve ne kadar sürede sona ereceği saptanır. Bu süre içerisinde genellikle hastanın hiç çalışamayacağı ve istirahat edeceği kabul edilir. Bu durumda da geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi giderleri, bakıcı giderleri, yol masrafları ve manevi tazminatın talep edilmesi mümkündür.
3. Malpraktis Kapsamına Giren Doktor Hataları Nelerdir?
Malpraktis davasına konu olabilecek doktor hataları, hasta-doktor ilişkisinin her aşamasında kendini gösterebilir. Ancak doktor hataları genellikle teşhis veya tedavi aşamalarında ortaya çıkmaktadır.
a. Teşhis Aşamasında Ortaya Çıkan Doktor Hataları
Teşhis aşaması, hastalığın saptanması sürecinde yapılan tıbbi tetkik ve işlemleri ifade eder. Örneğin kişiye görüntüleme işlemlerinin uygulanması, çeşitli tahlillerin yapılması teşhis amacına yöneliktir. Önemle belirtilmelidir ki, teşhis sırasında doğan doktor hatası tetkiklerin yanlış değerlendirilerek teşhisin farklı konmasından ibarettir. Tetkikler neticesinde çıkan sonuç (olumlu/olumsuz) gerçek ile uyumluysa doktor hatasından bahsedilemez. Teşhis aşamasında çıkan hatalar genellikle malpraktis davasının manevi tazminat davası şeklinde açılmasına sebep olur. Bunun yanında maddi tazminat davası açmanın önünde hiçbir engel yoktur.
b.Tedavi Aşamasında Ortaya Çıkan Doktor Hataları
Tedavi aşaması, doğru teşhis edilen bir hastalığın iyileştirilmesi için yapılan tıbbi uygulamaları ifade eder. Örneğin cerrahi müdahale, ilaç muayenesi, çeşitli cihazlar aracılığıyla yapılan tıbbi işlemler bu kapsamdadır. Tedavi aşamasında meydana gelen doktor hataları, teşhis aşamasına göre çok daha ağır sonuçlar doğurabilir. Örneğin kişiye hiç gerekmediği halde kemoterapi ilaçları verilmesi, yahut ameliyat esnasında organlara kalıcı zararlar verilmesi tedavi aşamasında ortaya çıkan doktor hatalarıdır. Bu hallerde de hiç şüphesiz maddi ve manevi tazminat davası açmak mümkündür.
c. Tedavi Amacı Taşımayan Tıbbi Uygulamalardan ve Organizasyondan Kaynaklanan Doktor Hataları
Teşhis ve tedavi aşamalarından farklı olarak, sağlık kuruluşunun organizasyonundan kaynaklanan yahut tedavi amacı taşımayan tıbbi uygulamalardan kaynaklanan zararlar da söz konusu olabilir. Örneğin sağlık kuruluşunun yeteri kadar temiz olmaması, doktorlar arasındaki iletişimin zayıf olması, acile gelen hastanın yönlendirmesinin yapılmaması gibi durumlar organizasyondan kaynaklanan doktor hataları olarak değerlendirilir. Buna ek olarak çeşitli estetik müdahaleler, çocuk aldırma gibi tıbbi uygulamalar sırasında meydana gelen doktor hataları da malpraktis davalarının konusunu oluşturur.
4. Malpraktis Davası Kime Karşı Açılır?
Doktor hatasından kaynaklanan tazminat davaları somut olayın özelliğine göre devlete(idare), sağlık kuruluşuna, sigorta şirketine yahut doğrudan zarara sebebiyet veren doktora karşı açılabilir. Önemle belirtilmelidir ki, devlet hastanesinde meydana gelen tıbbi hatalar nedeniyle yalnızca devlet aleyhine tazminat davası açılır.
5. Malpraktis Davası Zamanaşımı Süresi Nedir?
Malpraktis davasının zamanaşımı süresi davanın dayandırıldığı hukuki sebebe göre değişecektir:
-Devlet hastanesi doktorunun hatasından kaynaklanıyorsa; açılacak dava tam yargı davası olup 1 yıl ve 5 yıllık zamanaşımı sürelerine,
-Özel hastane doktorunun hatasından kaynaklanıp sözleşmesel sorumluluk hükümlerine göre açılacak tazminat davası 5 yıllık zamanaşımı süresine,
-Herhangi bir doktora karşı doğrudan haksız fiil sorumluluğuna dayanarak dava açılacaksa 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süresine,
-Kamu kurumu ve kuruluşuna adam çalıştıranın sorumluluğu hükümlerine göre dava açılacaksa 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süresine,
-Hatalı işlem yapan doktorun sigorta şirketine karşı dava açılacaksa 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde malpraktis davasının açılması gerekir. Somut olay açısından hangi zamanaşımı süresinin uygulanacağını öğrenebilmek için ilgili yazılarımızı inceleyebilirsiniz.
6. Sonuç
Malpraktis davaları uygulamada pek çok dava türünü içinde barındırdığı için somut olayın özelliklerine göre dava açılacak kişi, dava zamanaşımı süresi ve dava açılacak mahkeme dahi değişebilir. Anılan hükümlerin tamamı yaşanan olaya göre belirlenecektir. Bu nedenle sürecin alanında tecrübeli uzmanlarca takip edilmesi olası hak kayıplarının önüne geçecektir.
Av. Mücahit Kaynarca